Çocukları susturmayın!
Söze Yeşilçam Filmleri’nden tanıdığımız Mahmut Hoca ile başlamak istiyorum. Münir Özkul’un çocukların nasıl yetiştirilmesi gerektiği hakkında yazdığı bir yazıda eğitime derinden parmak basan bir nokta var. Diyor ki; “Ben ortaokuldayken, Türkçe hocamız tahtaya konuşanların değil, konuşmayanların ismini yazdırırdı. Ve bir gün derste şöyle demişti; çocukları konuşturmazsan, konuştuğu için cezalandırırsan; gelecekte ya hiçbir olaya tepki vermeyen cesaret edip konuşamayan bir halk yaratırsın ya da konuşamadığı ve kendisini ifade edemediği için her şeyi zorbalıkla halletmek isteyen bir halk yaratırsın…”
Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni olmak bu noktada hem zor hem de kutsal bir iş. Çocukları susturmak zaten işin en kolay yanı değil mi? Önemli olan konuşmak ve konuşturmak. Onları susturmak yerine onlara nerede, nasıl ve ne zaman konuşması gerektiğini öğrettiğimizde daha aydınlık bir nesil yetişeceği aşikar. Konuşmaktan korkan, düşüncelerini ifade edemeyen ve susturulduğu için şiddet eğilimi artan bir toplum oluşturmayı kimse istemez.
Peki biz bunun için neler yapıyoruz?
2004 yılında hazırlanarak 2005 yılından itibaren uygulamaya konulan Yapılandırmacı Eğitim Yaklaşımı’na dayalı yeni öğretim programlarına baktığımızda derslerin temelinde öğretmenin değil, öğrencinin olduğunu görüyoruz. Öğretmenin ders saati boyunca salt bilgi vermediği; aksine öğrencinin kendisinin bilgiyi bulmasını sağladığı, öğretmenin rehber görevinde olduğu öğrenci merkezli bir yaklaşım. Bu yaklaşıma dayanarak biz de derslerimizde öğrencilerimizi odak noktası yaparak çeşitli tartışma türleri uyguluyoruz. Örneğin; panel, forum, münazara, açık oturum ve sempozyum. Öğrencilerimiz bu tartışma türleri sayesinde kendilerine ayrılan zaman diliminde fikirlerini özgürce söyleyebilme hakkına sahip oluyorlar. Tabii ki bu noktada üslûplarına dikkat etmeleri şart. Konuşan arkadaşlarıyla karşıt fikirlere sahip olduklarına ona saygı göstermeyi ve ondan söz hakkı talep etmeyi öğreniyorlar. Bu sayede sabır, güven, özveri ve hoşgörü çocuklarımızın temeline işleniyor ve yine bu sayede kendilerini düzgün ifade edebilen aydın bir nesil yetişiyor.
Gökkuşağı Koleji’nde çocuklar konuşuyor. Birlikte konuşmaya ne dersiniz?
Kübra KELLEVEZİROĞLU
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni