Anne, baba olmak çok kolay bir sorumluluk değildir. Çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmak, onları hem mental hem fiziksel olarak sağlıklı bireyler yetiştirmek uzun bir yolculuktur. Bu iletişimi sağlıklı tutabilmek için ebeveyn olarak bazı önemler almak gerekebilir. Bunlardan birisi çokça duyduğumuz ‘sınır koymak’ tır. Çokça duymamıza rağmen bu sınır nedir, ne için uygulanır, nasıl uygulanır net olarak anlamlandıramamış olabiliriz. Peki gerçekten bu sınır nedir?
Sınır koymak (çizmek); yanlış, tehlikeli ve üzücü durum ve olaylara karşı soyut olarak ‘dur’ komutudur. Çocuklarınıza karşı güvenli bir alan çizmek için ve kendi alanlarımızı belirtmek amacı ile oluşturulmaktadır. Ne isteyip ne istemediğimizi, yaşam alanımızda neyin nasıl olması gerektiğine karşı alınmış bir önlemdir. Sınır koyarken yaşa ve gelişim dönemine uygun olmasına özen gösterilmelidir. Emir cümleleri içeren ya da peş peşe çok komutun olduğu cümleler kurmak işe yaramayacaktır. Bu yüzden ‘giyinmezsen okula geç kalacaksın’ ‘ağlamaya devam edersen ne istediğini anlayamam’ ‘konuşmazsan iletişim kuramayız’ gibi neden ve sonucun bir arada olduğu cümleleri göz teması kurarak ve alçak sesle söylemek işe yarayacaktır.
Bazı ebeveynler aile ilişkilerinin bozulmasından çekindikleri için sınır koymakta zorlanabilirler, ancak tam tersi çocuklar net, tutarlı ve ne yaptığını bilen ebeveynlere ihtiyaç duyarlar. Koyulan doğru sınırlar çocuklara doğru davranışları öğretir. Bebeklik çağında ağlayarak istediğini elde eden bir bebek, anneye vurarak istediğini yaptıran bir çocuk, bağırarak üstün olmaya çalışan bir ergen ileri ki hayatında empati kuramayan, sağlıklı iletişim kuramayan yetişkinlere dönüşürler. Başkalarının yanında bağırmayacağını, kalabalık bir ortamda yüksek sesle konuşmayacağını, isteklerini ağlayarak yada bağırarak elde edemeyeceğini yada her istediğini istediği zaman elde edemeyeceğini öğrenen bir çocuk ise sağlıklı ebeveynlere, kendi sınırlarını oluşturabilen ve empati kurabilen yetişkinliğe ulaşırlar.
Her çocuğun yaş grubuna göre; kaçıncı şekerden ya da çikolatadan sonra durması gerektiğini, kaç dakika bilgisayar yada televizyon karşısında vakit geçirmesi gerektiğini, kaç yaşında nereye hangi koşullarda gidebileceğini konuşmak ve özellikler nedenleriyle beraber açıklamak sınır konusunda iyi bir başlangıçtır. Sınır koymak aslında ‘hayır’ diyebilmektir. Hayır demeyi öğrenen bir çocuk otoriteyi öğrenmiş demektir. Ancak hiç hayır denmemiş, gelişim özelliklerinin ve yaşına uygun olmayan olaylara karşı koymayı öğrenmeyen çocuklar ise olası problemlerin dışında ileri ki iş ve aile hayatında sınır ve/veya ‘hayır’ ile karşılaştığında nasıl tepki vereceğini ve nasıl başa çıkacağını öğrenemediği için yaşına ve duruma uygun olmayan tepkiler verebilmektedir. O zaman bu durumla mücadele etmek daha zor ve yıkıcı olaylara sebep olacaktır.
Çocuklara sınırları öğretmek, hayır diyebilmek olumsuz duygularla baş etmenin anahtarıdır. Dolayısı ile her şeye evet dememek gerektiği gibi hayır demenin de bir sınırı vardır. Önemli olan doğru yerde doğru sınırları çizebilmektir. ‘Böyle yaparsan seni polis amcalara veririm’ ‘seni öğretmenine söyleyeceğim’ ‘baban seni bir daha sevmez’ gibi tehditkâr cümleler ile gücü başkasına yönlendirmek, çocuğa sadece çaresizlik öğretir. Sınır çizmek yerine bu davranışın neden yapılmaması gerektiği değil sadece o kişilerin yanında yapılmaması gerektiğini öğrenmiş olur.
Özetle, nerede ne yapmasını bilen bilinçli çocuklar yetiştirirken sınır çizebilmek çok önemlidir. Ebeveyn olarak sizler çocuklarınıza karşı net, açık ve tutarlı davranışlar sergileyerek onların da tutarlı ve kendini bilen çocuklar olarak büyümelerine zemin oluşturmuş olursunuz.