Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
BİLGİ TALEP FORMU

Geleceğin Mesleklerine Hazırlanmak Daha da Zorlaştı

İçerik Rehberi

Çünkü gelecekteki mesleklerin neler olabileceğine dair bilgimiz çok az ve dünya daha da büyük bir hızla değişiyor. O halde nasıl pozisyon almalıyız?

Türkiyeli öğrenciler PİSA sınavında 70 ülke arasından 50. oldu haberine hepimiz üzülüyoruz. Biliyoruz ki bu sınav okuduğunu anlama, analiz yapabilme becerisi ölçmekte. Ancak eğitim müfredatımızda hala ezber odaklı, bilgiyi bulma formatlı sınavlar yapılabileceği söylenmekte. Analiz soruları çok sınırlı bir tavsiye şeklinde yer kalmakta. Bu, bir gerçeklik olarak ortada durduğu sürece konuşulanlar ve yapılanlar eksik kalmaya devam edecektir. Kalitesi dünyaca kabul edilen öğretim müfredatları ezber soru sormuyor. Öğrenciye ders içeriği ile ilgili makale yazdırıyor, sözlü kayıt aldırıyor. Biz de bunu yapmalıyız aslında. Ve yine bu müfredatlarda yaratıcı aktivite, ürün ortaya koyma övülüyor.

TED Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Öktem Vardar bir konuşmasında başarılı ve tercih edilen parlak öğrenciler yetiştirme metotları konusunu anlatırken üniversitede lisans alanı ne olursa olsun her öğrenciye spor, müzik, resim dersleri verildiği ve bir spor alanına dahil olmaları, bir müzik aleti çalmaları, resim yapmaları konusunda desteklenip takip edildiğini söylemişti.

Böylelikle o öğrencilerin hobisi olan ve bunu coşku ile hayata geçiren bireyler olarak daha mutlu ve barışçıl, iç bütünlüğünü koruyan, seçkin bireyler olacaklarını bunun da iş ve bireysel yaşamlarına katkı sunacaklarını dile getirmişti. Bu etkileyici bir bakış açısı ve şimdiden ikna edici. Yine bu bağlamda Bang & Olufsen CEO’su Henrik Clausen de artık CV’lerin hobi bölümüne baktıklarını özel bir hobisi olup bunu hayata geçirmiş insanlarla çalıştıklarını ve bu insanların beklentileri karşılayarak fark yaratan çalışanlar olduklarını dile getirmişti.

Edebiyat öğretimi de bu bağlamda düşünüldüğünde fark yaratan alanlardan bir olarak öne çıkmakta.

Öğrencinin sanatın bir alanı ile etkileşimde olduğu ders edebiyat. Peki, klasik müfredat buna ne kadar izin vermekte ne kadar bunun önüne geçmektedir. Edebiyat dersinin doğası gereği öğrenciler yapıtlarla ilgili değerlendirme yapabilmek, metindeki bazı kavram, varlık ya da durumun izini sürebilmek için, metnin içinde belirli bir sorumluluk ve nesnel bir yaklaşımla gezinmeliler. Edebiyat öğretiminde ne yaptığımızı düşünelim.

Öğrencilere tarihi süreç içinde metin türlerinin nasıl geliştiğini, belirlenen metinlerle gösteriyor ve bunları bilgi düzeyinde öğrenmelerini istiyoruz. Belli aralıklarla bunları da sınavlarla, boşluk doldurmalı, doğru-yanlışlı, testli, eşleştirmeli sorulardan oluşan sınavla sınıyoruz. Bu sınava öğrenciler birkaç gün önceden belirlenmiş konulara tekrar göz atmak yoluyla çalışıyorlar ve başarı elde etmeye çalışıyorlar. Peki, bu sınavdaki beklentiler ne kadar doğru? Yani öğrencinin yeniden bilgi üretmediği, bilgiyi hatırladığını bildiren yanıtlar öğretmeni ya da öğretimi programlayan yöneticileri ne kadar tatmin etmeye yakındır.

Üzerinde ilk olarak düşünülmesi gereken şey edebiyat eğitimiyle ile ilgili belki de bu olmalı. Yani öğretim bilgi düzeyinden üretim düzeyine ulaşmalı. Öğrenci derste edindiği bilgi ile sözlü ve yazılı yeni metinler ortaya koymalı. Bunu yapmayan öğrenci sanki sınav bir bulmacaymış gibi doğru ve olması gerekeni zaten verili olan bilgi paketi içinden seçmek zorunda bırakılmakta ve bunu da yalan yanlış yapmakta temel dil kurallarını hatalarla uygulayabilmektedir.

Edebiyat öğretimi öğrencinin uygulama, üretim, analiz, disiplinler arası etkinlikler yapması, metinler arası bakış açısını ortaya koyması üzerine oturtulmalı. Öğrenciler kültüre, sanatçıya ve kendi serüvenine öğretmeni ile birlikte seçtiği metinler ile ulaşmalı. Bu seçkiler merkezi bir yönetimce dayatılmamalı. Bağlamı ve eserleri ve uygulanacak öğretim yöntemlerini öğrenciler öğretmeni ile birlikte seçmeli ve birlikte uygulamalılar. Böylece öğrenci etkin katıldığı sürece daha istekli dahil olacaktır. Neyi, neden, nasıl öğrendiğini daha iyi kavrayacaktır.

Uygulamada ise öğrenciler edebiyatın keşif alanlarını birlikte düşünmeli ve kendileri bu keşfi gerçekleştirmelidir. Örneğin Karacaoğlan, Köroğlu, Yunus Emre öğrenilmeliyse bunu neden, nasıl öğrenmeleri gerektiğini kendileri keşfetmeli ve süreçlerini kendileri öğretmenin kontrolünde takip etmeliler. Böylece ilgili sanatçıların dönem ile ilişkisi, üslup özelliklerinin farklılıkları, birbirleri ile ilişkisi öğrencinin keşfi ile ve doğallıkla ortaya çıkacaktır.

Bu bağlamda dönem ve kültür araştırmaları kesinlikle hazır verili değil, öğrencinin araştırmaları ve metinden çıkarımları ile gerçekleşmeli. Sanatçıya dair bilgiler çok fazla öne çıkarılmamalı, öğrenilmesi isteniyorsa da hazır şekilde kitapta verilmemeli ve öğrencinin keşfine bırakılmalı ama yine de dersin öne çıkan kazanımı gibi görülmemelidir. Metni, yazıldığı dönemi, sanatçının üslubunu kendi çıkarımları ile öğrenen öğrenci bunları not alarak, atölye çalışması yaparak, bir-birleriyle etkileşimli konuşarak yaptıktan sonra bu bilgiyi kendilerine göre analiz etmeliler, yazıya ve söze dökmeliler.

Ünite ile ilgili sınavlar tamamen açık uçlu analiz ve değerlendirme sınavı biçiminde, en az iki ders saatinde yapılmalı. Böylece öğrenci var olan bilgiyi sadece teyit eden konumda kalmaz, bilgiyi işleyerek yeniden üretir ve kendi öğrenme macerasını somutlar. Tamamlanan süreçte öğrenciler mutlaka yıl sonunda birkaç tür ve sayıda akademik ve yaratıcı ürün ortaya koymalıdır.

Yapılan Eleştirel Okuma Sonunda Öğrencilere Yaptırılabilecek Akademik Çalışmalar:

Öz Değerlendirme Yazısı: Öğrenciler kitabın işlenmesi sonrasında kendilerini değerlendikleri bir yazı yazarlar. Süreçte kitap ile ilgili öğrenmelerini, değişen ya da pekişen fikirlerini kayda geçirirler. Bu etkinlik öğrencilerin farklı kültürleri tanıma, empati kurma becer-ilerini geliştirmektedir. Birbirlerinin öz değerlendirme yazılarını okuyarak süreçlerini ve düşünme biçimlerini görme imkanı bulurlar.

Makale Yazısı: Öğrenciler eleştirel okuma yoluyla irdeledikleri yapıtlarla ilgili akademik makale yazabilir hale gelmekteler. Bu aşama-da her öğrenci mutlaka birkaç makale üretir. Uluslararası bilimsel kurallara göre yazılmış bu makaleler standardı yüksel bir doğruluk ve akademik dürüstlük içerir. Ancak üniversite eğitimi sürecinde yazılabilecek yüksek kaliteye sahip bu makaleler öğrencilerin kendileri ve çevreleri ile ilgili farkındalıklarını da yukarıya çekmekte ve öz güvenlerini artırmaktadır.

Hali hazırda var olan öğretim modelinde öğrenci sınavdan önce mutlaka birkaç gün yeniden çalışmak zorunda hissetmekte ve yine de istediği başarılı notu alamayabilmektedir. Dersin öğretim formatı öğrenci odaklı, irdeleme üzerine kurulu, sürece yayılmış ve pekiştirilmiş, yaşantıya mal edilmiş olursa öğrenci sınava her an girip başarı olacak şekilde metinle, dersle mutlu ve bütünleşik bağ kur-muş olur. Aksi halde bilgi yüzey yapıda kalmakta ve hep unutulmaktadır.

Sözlü Sunum: Öğrenciler öğrenimlerini ve yükselmiş entelektüel birikimlerini yazılı makale ile gösterdikleri gibi bunu sözlü olarak da yaparlar. Bu eğitimi almış her program öğrencisi mutlaka akademik geçerliliği ve doğruluğu yüksek bilimsel bir konuşma yapar. 15 ile 20 dakika olarak kurgulanan bu konuşmalar öğrencilerimizin derse ve irdelenen ders içeriğine yönelik getirdiği özgün bakış açısını sunma imkânı verir.

Panel: Öğrenciler sınıf ortamında edindikleri bilgi ve becerileri topluluk önünde de ifade edecek çalışmalar yaparlar. İrdelenen sanatsal yapıtlar ile ilgili akademik görüş alış-verişler, bildiri sunma, tartışma gibi etkinlikler düzenlerler.

Yayıncılık: Öğrenciler, sanatın çeşitli dallarında yazılı ve görsel ürünler ortaya koyar ve bunları bir seçki olarak bir sanat dergisine dönüştürürler.

Sempozyum: Öğrenciler, irdeledikleri yapıtları diğer okul öğrencileri ile tartışabilecekleri organizasyon düzenlerler ve sonucunda bir bildiri yayınlarlar.

Yapılan Eleştirel Okuma Sonunda Öğrencilere Yaptırılabilecek Sanatsal / Yaratıcı Çalışmalar:
Bu çalışmalardan akademik olanlar bireysel, sanatsal / yaratıcı olanlar ise bireysel ve/veya grup olarak yapılmaktadır.

(Figür) Hangi Sözcüklerle Konuşamaz, Hangi Tümceleri Kurabilir Etkinliği: Öğrencilerimiz birbirlerine sınıf ortamında hangi fi gür neler söyler ya da söylemez etkinliği yaparlar.

Figürün Bakış Açısından Soru Sorma ve Yanıtlama:

Kurgu Ögelerini Yeniden Dizayn Etme: Bir sanat metnini yeniden değiştirerek yazarlar.

Duyu Grafiği Olay örgüsüne göre fi gürlerin ruhsal durumu nasıl bir iniş-çıkış göstermiştir.

Kavram Haritası: Öğrenciler, irdelenen sanat metninde ele alınan kavramların ilişki haritasını çıkarırlar.

Figürler Arası İlişkiler Diyagramı: Öğrenciler, irdelenen sanat metninde yer alan kişilerin birbirleriyle ilişkisini yansıtan diyagramlar oluştururlar.

Figürlere Mektup Yazma: Öğrenciler, empati kurmak için kurgusal olan fi gürler ile kendileri, gerçek kişiler olarak mektup yazarlar. Resme / Makete Dönüştürme: Öğrenciler, sanat metninin herhangi bir ögesini (kişi, mekân, kavram, tema) resmederler ya da maketini yaparlar.

Müzik yapma: Öğrenciler, sanat metninin herhangi bir ögesini (kişi, mekân, kavram, tema) müzik ile ifade ederler ve bunu kaydederler.

Dramatizasyon: Öğrenciler, sanat metninin herhangi bir ögesini (kişi, mekân, kavram, olay örgüsü, tema) dramatize ederler ve bunu kaydederler.

Bu tip ödevler öğrencilerin disiplinler arası düşünmesini ve çalışmasını destekleyen yaratıcılığı geliştirmeye yönelik, esnek ödevlerdir. Öğrencinin hayal gücünü kullanmasına olanak tanır. Bu amaç doğrultusunda yapılan etkinliklerde, öğrencilerin roman kahramanlarını etkileyen koşulları anlayabilmeleri, romanda yer alan kavramları sorgulayabilmeleri, toplum önüne çıkabilme ve roman kişilerini temsil edebilme konusunda özgüvenlerini sınaya-bilmeleri beklenmektedir. Bu sorgulamaları yapan öğrencileri, yazı ve sözle kendilerini planlı bir biçimde ifade edebilme konusunda geliştikleri de gözlenmektedir.

Bu tür etkinlikler ve verimlerle mezun olan öğrencilerin yurt dışı yükseköğrenim kurumlarına daha kolay kabul aldıkları ve yurt içi yükseköğrenim kurumlarında daha öz güvenli, rahat ve başarılı bir süreç yaşadıkları da daha öngörülebilir bir gerçeklik olacaktır. Tüm bunlardan sonra PİSA sınavlarında daha yüksek başarı umabiliriz.

Levent Toprak- Edebiyat Öğretmeni

 

IB Diploma Programı hakkında detaylı bilgi almak için-> https://gokkusagi.k12.tr/ib-diploma-programi/

Cambridge Eğitimi hakkında detaylı bilgi almak için-> https://gokkusagi.k12.tr/cambridge-egitimi

Facebook Sayfamız için-> https://www.facebook.com/gokkusagikoleji

1 Comment

  1. Mi̇ne Cansu dedi ki:

    Makale için teşekkürler, yazınızı ilgiyle okudum. Geleceğin meslekleri hakkında birçok farklı görüş var. Sizce hangi meslekler ön plana çıkacak? Öğrencilerin geleceğe yönelik hangi mesleklere hazırlanmaları gerektiğini düşünüyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

DAHA FAZLA İÇERİK

Öğrenciler İçin Kariyer Planlaması Neden Önemli ve Ne Zaman Başlamalı?

Kariyer yolculuğu, çoğu öğrenci için karmaşık ve zaman zaman kafa karıştırıcı bir labirent olabilir. Gençler için geleceğini planlamak, hem akademik…

Özel Okullarda Bursluluk Sınavı

Eğitim hayatının belki de en önemli dönemeçlerinden biri olan bursluluk sınavları, öğrenciler için hem bir fırsat hem de bir meydan…

Okullarda Sürdürülebilirlik Eğitimi: Öğrencilere Çevre Bilinci Kazandırma

Çevre bilinci ve sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında giderek daha fazla önem kazanıyor. İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve çevresel sorunlarla karşı…