Neden Piyano Çalmıyorlar?
İyi olan alışkanlık da vardır kötü olan da. Okuma yazma bilmediğimiz yaşlardan itibaren çeşitli izlenimlerle, dinlediğimiz hikaye ve masallarla başlayan, zamanla iç dünyamıza yerleşen, kopamadığımız bir parçamız haline gelen bir yaşama biçimidir: Kitap okumak. Kitapsız bir hayat düşünülemez. Fikirsel zenginlik, ruhsal doyum, entelektüel birikim kitaplarla kendimize kattığımız kazanımlardır. Bununla birlikte soyut düşünme becerisi, çok yönlü düşünme, hayal gücü kitaplarla geliştirdiğimiz özelliklerimizdir. Hayat birçok şeyi yaşamaya yetmeyecek kadar kısadır. Kitaplarla belki de hiç gidemeyeceğimiz yerlere gider, hiç öğrenemeyeceğimiz bilgileri öğrenir ve hiç tanışamayacağımız insanlarla tanışırız. Bu farkındalığı çocuklara kazandırmakta ilk ve en büyük pay ailenindir. Okulun ve öğretmenin etkisi ise zaman içinde belirginleşmeye başlar.
Ailenin en küçük üyesi olan çocuklar, okuma alışkanlığını ebeveynini taklit ederek öğrenir. Sonradan kazanılan bir alışkanlıktır okumak. Nasıl ki gezdiğimiz yerden, yediğimiz yemekten giydiğimiz kıyafete kadar aile belirleyici bir rol üstleniyorsa kitap okuyan bir aileden ancak kitap okuyan bir çocuk yetişir. Bu noktada rol model olmak çok önemlidir. Çocuklar başta anne-babasını, kardeşini (varsa ablasını abisini) örnek alır. Kitap okunan ev içinde kütüphane olan evdir. Kütüphanenin ihtişamıyla ve kitapların gizemli dünyasıyla büyüyen çocuk daha okuma yazma bilmeden sayfalarını karıştırarak bile okuma alışkanlığının temelini atmış olur. Bu açıdan bakıldığında kitap okumayan ebeveynlerin baskı yoluyla çocuklarına kitap okumayı dikte etmeleri son derece yanlıştır. Çocuğun kitabı yapılacak bir ödev olarak görmekten çok keyifli vakit geçireceği, zihnini dağıtabileceği, sığındığı bir liman olarak görmesi gerekir; aynı zamanda en değerli vakitlerini geçirmek istediği aktivite olarak görmesi kazanılmasını istediğimiz davranış biçimidir.
Kötü Alışkanlıklar
Çocuğun bir ömür arkadaş olarak yanından ayırmak istemeyeceği şeyin telefon, tablet, teknolojiyle ilgili herhangi bir oyuncak vb. olmasını istemiyorsak elbette bazı yöntemlerle kitabı cazip hale getirmek gerekir. Öncelikle ebeveynlerin çocuklarıyla dışarıya çıktıklarında muhakkak bir kitapçıya uğramaları gerekir. Malum günümüzde kitapçılar içerisinde oyuncak, her türlü kırtasiye malzemeleri satan yerlere dönüşse de illaki çocuğun gerek kapağından gerek içerisindeki birkaç cümleden etkileneceği kitaplar olacaktır. İlk seçimlerinde tercih hakkı kendisine verilen çocuk özgürlüğü ve seçtiği kitabı keşfetme olanağını tattığı zaman bir sonraki kitabı heyecanla okumak isteyecektir. Tabii ki çocuğun seçtiği kitaplarda ebeveyn gözü uzaktan uzağa üstünde olursa minik tavsiyeler ve yönlendirmelerle doğru tercihin yapılması sağlanacaktır.
Kültür şehrimiz İstanbul’da her yıl geleneksek olarak düzenlenen kitap fuarlarına götürmek, yazarların söyleşilerine, imza günlerine katılmak okumayı sevdiren etkinlikler olacaktır. Biz de bu amaçlarla Bahçelievler Gökkuşağı Koleji olarak her yıl düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarı ve CNR Kitap Fuarı’na öğrencilerimizi götürüyor, kitap fuarlarındaki söyleşilere öğrencilerimizle katılıyoruz. Aynı zamanda yakın tarihlerde katıldığımız Yahya Kemal Sempozyumu ve Edebiyat Festivali ile de öğrencilerimizin yazarları dinleme olanağı bularak; edebiyata, kitaba, okumaya olan ilgilerini arttırdığımıza inanıyoruz.
Çok kıymetli yazarımız Reşat Nuri Güntekin’in sözleri bu bağlamda dikkate değerdir: “Niye kitap okumuyorlar?’ demek “Niye piyano çalmıyorlar?” demek gibi bir şeydir. Kafayı kitap okumaya alıştırmak parmakları piyano çalmaya alıştırmaktan kolay değildir. Ona göre yetişmek, ona göre hazırlanmak lazım gelirdi. Okumak bir kitaptan alınan elemanlarla kendine manevi bir dünya yapmak, onun içinde tek başına yaşayabilmek demektir. Bu, ta çocukluktan başlayan uzun alışkanlıklar ve egzersizler neticesidir.”
İffetnur Gülhan
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Bahçelievler Gökkuşağı Koleji
Facebook Sayfamız için -> https://www.facebook.com/gokkusagikoleji
